2 Aralık 2012 Pazar

Tuba Büyüküstün ve Beren Saat Ekranlara Dönüyor..

Türkiye'nin en güzel ve en gözde iki bayan oyuncusu olan Tuba Büyüküstün ve Beren Saat yeni sezonda başlayacak dizileri ile yakında ekranlara dönmeye hazırlanıyor. Size hem bu 2 diziden detayları aktarayım hem de yeni başlayacak diğer dizilerden kısaca bahsedeyim;
 
20 Dakika: Evlenip ikiz bebek dünyaya getiren ve bu nedenle 1,5 yıldır ekranlardan uzak olup hayranları tarafından çok özlenen Tuba Büyüküstün'ün başrolünü oynadığı, Ay Yapımın bu yeni dizisi Aralık ayında Star TV'de başlayacak. Senaryosunu Ezel dizisinin senaristleri Kerem Deren ve Pınar Bulut'un yazacağı 20 Dakika dizisi, Russell Crowe ve Elizabeth Banks'ın rol aldığı The Next Three Days (Kaçış Planı) filminden uyarlama olacak. Tuba Büyüküstün'ün yanı sıra İlker Aksum, Fırat Çelik, İpek Bilgin, Bülent Emin Yarar, Cihat Tamer, Ayten Uncuoğlu, Mehmet Esen, Müjde Uzman ve Ushan Çakır gibi güçlü bir oyuncu kadrosu olan 20 Dakika dizisinin yönetmenliğini ünlü reklam yönetmeni Serdar Işık yapacak, dizi müziklerini de Aşk-ı Memnu, Ezel, Fatmagül'ün Suçu Ne, Kuzey Güney ve Karadayı gibi dizilerin müziklerine imza atan Toygar Işıklı hazırlayacak. Dizi büyük ihtimalle tek sezonluk bir proje olacak ve en fazla 30 bölüm sürecek. Dizinin konusuna gelince; bir yemek şirketi sahibi olan, aynı zamanda evi de çekip çeviren Melek Halaskar ve kendi halinde saf bir tarih öğretmeni olan Ali Halaskar biri kız,biri oğlan 2 çocukları ile mutlu bir evlilik yaşarlarken Melek'in işlemediği bir cinayet yüzünden 20 yıla mahkum edilip hapse girmesiyle hayatları 20 dakikada altüst olur. O andan itibaren önce Melek'in suçsuzluğunu kanıtlama çabalarını, ardından hapisten kaçış planlarını, bu süreçte karısını kurtarmak için Ali'nin bambaşka bir karaktere bürünmesini ve 20 Dakikalık zaman dilimindeki kaçış öyküsünü izleyeceğimiz bu aksiyon ve heyecan dolu macerada Tuba'yı çok farklı bir rolde seyredeceğiz. Dizinin günü kesin belli olmamakla birlikte muhtemelen Cuma, Salı veya Perşembe akşamlarından birinde yayınlanacak. Benim tahminim ve tercihim Tuba'nın daha önceki dizilerinde olduğu gibi bu dizinin de Cuma akşamları ekrana geleceği yönünde. Zira Salı ve Perşembe akşamları Star TV'de sıklıkla Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Avrupa kupası maçları yayınlandığı için diziler genelde sekteye uğruyor, bu durumda 20 Dakika eğer tek sezonluk bir dizi olacaksa en makul gün Cuma gibi duruyor, ayrıca hayranları tarafından Cuma akşamları Tuba'nın günü olarak anılıyor.  Bu sene büyük umutlarla başlayan ve çok kısa bir sürede ekranlara veda eden 20 civarında dizinin olduğu bir sezonda bu dizinin şansı yüksek gibi duruyor. Öncelikle büyük özlemle beklenen Tuba Büyüküstün faktörü, ayrıca Ezel, Uçurum, Suskunlar gibi oldukça ses getiren dizilerin senaryolarına imza atan Kerem Deren ve Pınar Bulut gibi beklenmedik ters köşeler yazabilen senaristlerin oluşu, dizinin sağlam oyuncu kadrosu, Ay Yapım gibi dizilerinin arkasında duran güçlü bir yapım şirketi ve bu dizinin tek sezonluk bir iş olması şansını artıran faktörler olarak sıralanıyor. Bu diziye dair tek soru işareti; başrolleri paylaşan Tuba Büyüküstün ve İlker Aksum'un uyumlarının nasıl olacağı yönünde? Zira sanal alemde Tuba hayranları partner seçiminden pek de memnun olmadıklarını sıklıkla dile getiriyor. Her ne kadar İlker Aksum çok başarılı bir oyuncu olsa da ve bu dizide canlandıracağı karaktere uygun bir seçim gibi dursa da Tuba'nın bugüne kadar rol aldığı dizilerdeki Bülent İnal, Murat Yıldırım ve Cansel Elçin gibi yakışıklı partnerlerinden sonra İlker Aksum'la çok da uyumlu bir çift olmayacakları yönünde endişeler var. Çünkü dizilerin tutup tutmamasında partner uyumu da çok önemli bir etken. Özellikle basında uzun süre bu dizide Tuba'nın partneri olarak Engin Akyürek ve Timuçin Esen gibi oyuncuların adı geçtikten sonra İlker Aksum'da karar kılınması Tuba hayranlarında biraz hayal kırıklığı yarattı açıkçası. Ayrıca İlker Aksum'un daha bir ay önce ekranlarda olan ve istenen reytingi alamadığı için yayından kaldırılan "Kötü Yol" dizisindeki Reşat karakteri de henüz unutulmamışken hemen Ali Halaskar rolüyle benimsenmesi de kolay olmayabilir. Bütün bu soru işaretlerinin yanıtını dizinin ilk bölümünü seyrettikten sonra daha net göreceğiz sanırım. 20 Dakika dizisi için şu ana kadar yayınlanan tanıtım fragmanlarını aşağıdan izleyebilirsiniz.

Benim önümüzdeki sezonlar için Ay Yapımdan en büyük beklentim; şu anda her ikisi de bu yapım şirketinin dizilerinde oynayan Tuba Büyüküstün ve Kıvanç Tatlıtuğ'u bir dizi projesi için biraraya getirmeleri! Zira yıllardan beri savunduğum gibi bu ikili bir dizide birlikte rol alırlarsa sadece Türkiye'de değil, acayip çok sevildikleri Ortadoğu ve Balkanlarda da gelmiş geçmiş "en efsane çift" olur, benden söylemesi!!

İntikam: Başrollerini Beren Saat, Mert Fırat ve Nejat İşler'in paylaşacağı, tüm dünyada izlenme rekorları kıran “Revenge” dizisinin yerli uyarlaması olan “İntikam” Ocak ayında Kanal D’de ekrana gelecek. D Productions tarafından hazırlanan bu dizinin senaryosunu "Güzel Şeyler Bizim Tarafta" oyununun ve "Son" dizisinin senaristi olan Berkun Oya kaleme alacak, yönetmenliğini ise daha önce "Yaprak Dökümü"nü yöneten Mesude Erarslan yapacak. Beren Saat bu dizide Efsun isminde olacak ve dizinin orijinalindeki Emily Thorne (Amanda) karakterini canlandıracak. Dizide iki tane de esas adam var; biri Emily'nin ilk aşkı olan Jack, diğeri ise Emily'nin intikam almak istediği ailenin oğlu Daniel. Jack karakterini Rüzgar ismiyle Nejat işler, Daniel'i ise Kerem adıyla Mert Fırat canlandıracak. İntikam dizisinde ayrıca Engin Hepileri (Revenge'deki Nolan karakterinde), Arzu Gamze Kılınç (Victoria karakterinde), Zafer Algöz (Daniel'in babası Conrad karakterinde) ve Didem Uzel (Lydia karakterinde) rol alacak. Dizinin hikayesine göre; bir iftiraya uğrayarak hapse atıldıktan sonra öldürülen babasının intikamını almak için çocukluğunun geçtiği lüks semte başka bir kimlikle dönen Efsun, herkesten intikam almak için mükemmel bir plan kuracak ve düşman ailenin oğlu Kerem’le aşk yaşayacak. İntikam dizisi muhtemelen Beren'in daha önceki dizileri “Aşk-ı Memnu” ve “Fatmagül’ün Suçu Ne?” gibi perşembe akşamları yayınlayacak. Her ne kadar Kanal D bu hafta birçok dizisinin gününü değiştirip perşembe akşamına da Kayıp Şehir dizisini koymuş olsa da sanırım Ocak ayında dizilerin gün ve saatleri tekrar ayarlanacak. Aksiyonu bol olacak bu dizi için Beren Saat dövüş dersleri almaya başlamış, ayrıca dizinin çekimlerine de başlanmış. Büyük ihtimalle bu haftadan itibaren tanıtım fragmanları da yayınlanmaya başlayacak. Bu dizinin de şansını yüksek görüyorum. Zira Beren Saat de dizilerinin tutma garantisi olan çok sevilen oyunculardan biri. Ayrıca partnerleri de iyi ve Revenge de dünyada çok seyredilen bir dizi. Bu dizideki tek tereddütlü nokta ise tiyatroda çok güzel oyunlara imza atan Berkun Oya'nın senaryosunu kaleme aldığı "Son" dizisinin TV izleyicileri tarafından biraz komplike bulunup pek izlenmemesi ve yeterli reytingi alamaması. Umarım aynı durum bu dizi için tekrarlanmaz. Gerçi İntikam dizisi uyarlama senaryo olacağı için ben orijinal hikayeye sadık kalınacağını düşünüyorum, dolayısıyla da pek risk görmüyorum açıkçası. Artık tanıtım fragmanlarını ve dizinin ekranlara gelmesini bekliyoruz.

Yeni sezonda başlamak üzere hazırlıkları yapılan diğer dizilerden de kısa bilgiler aktararak yazımı bitireyim.

Kahperengi: Başrollerinde Özgü Namal ve İbrahim Çelikkol'un oynayacağı, Hande Altaylı'nın çok satan romanı "Kahperengi"nin dizi versiyonu Ocak ayında Kanal D'de yayınlanacak. Senaryosunu Mahinur Ergun'un yazacağı bu dizide; Ege’nin küçük bir kasabasının yoksul bir mahallesinde, sevgisiz bir ailede büyüyen Narin'in imkansız aşk hikayesi anlatılıyor. Narin ilk aşkı yüzünden yaşadığı büyük hayal kırıklığı ile hem ailesinden hem de bu aşktan kaçmak için eğitimini bahane ederek İstanbul’a taşınıyor. İstanbul'da da zor günler geçiriyor ve verdiği büyük mücadele ile sonunda kendi ayakları üzerinde durabilen, meslek sahibi bir kadın oluyor ve yakın dostu Deniz ile birlikte hayatın tadını çıkarıyor. Sonra karşısına yeniden eski büyük aşkı Fırat çıkıyor, üstelik başkasının sevgilisi olarak. Yani anlayacağınız bu dizide de yine karşı konulmaya çalışılan, direnilen ama vazgeçilemeyen imkansız bir aşk hikayesi konu ediliyor..

41: Burak Özçivit ve Nebahat Çehre'nin rol alacağı, yapımcılığını Tims productions'ın üstlendiği bu dizinin çekimleri Ocak ayında başlıyor. Zira Burak Özçivit şu sıralar yine Tims productions tarafından hazırlanan 'Malkoçoğlu' filminin çekimleriyle uğraşıyor. 40'lara karışanların öyküsünü anlatacak olan 41 dizisi Türkiye’nin ilk doğaüstü projesi olma özelliği taşıyor. Nebahat Çehre'nin gelecekten haber veren gizemli bir kahini canlandıracağı bu dizinin diğer başrol bayan oyuncu seçmeleri devam ediyor.

Yol Ayrımı: Kemal Tahir’in ölümsüz eseri "Yol Ayrımı", başrollerinde Engin Altan Düzyatan, Ahmet Uğurlu, Dolunay Soysert, Kerem Alışık, İlker Kızmaz, İbrahim Kendirci ve Ali Sürmeli'nin paylaştığı bir dizi olarak yakında TRT 1 ekranlarında yayınlanacak. Yapımcılığını Pana Film’in, yönetmenliğini Yasin Uslu’nun yapacağı Yol Ayrımı dizisi 1930'lu yılların İstanbul'unda geçiyor.
Dizinin ilk tanıtım fragmanını aşağıda bulabilirsiniz.


Tozlu Yollar: Burcu Kara, Nihat Altınkaya, Selda Alkor, Sinan Albayrak, Yücel Erten ve Seda Akman’ın oynadığı, 1960’lı yıllarda geçen bu dönem dizisi yakında ATV’de ekranlara gelecek. Yönetmenliğini Özer Kızıltan’ın yaptığı, müziklerini Kıraç’ın hazırladığı Tozlu Yollar dizisinde; Trakyalı ünlü yağ fabrikası sahibi Gündoğan ailesinin fertlerinin aşk, iktidar hırsı ve entrikalarla dolu hikayeleri anlatılacak.

Karagül: Yavuz Bingöl, Şebnem Bozoklu, Özlem Conker ve Bülent İnal'ın rol alacağı, Avşar Film tarafından hazırlanan bu dizinin senaryosunu Karadayı'nın senaristleri Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon yazıyor. Sadece Halfeti yöresinde yetişen, oraya özgü Karagül'ün hikayesinin anlatılacağı bu dizi acıklı bir öykü olacak.

Uzun bir aradan sonra yazdığım bu yazı haliyle biraz uzun oldu. Hepinize şimdiden iyi seyirler ve sevgiler... 

3 Kasım 2012 Cumartesi

Yazılarım Artık İstanbella.com'da da Yayınlanıyor...

Sevgili okurlarım,
Uzun bir süredir sizleri ihmal ettiğimin farkındayım, kusura bakmayın.
Kendi blogum dışında birkaç aydır "istanbella.com" isimli bir web-sitesinde de yazmaya başladım. Artık yazılarımı oradan da takip edebilirsiniz.

Yeni sezon dizileri, biten ve Ocak ayında başlayacak olan yeni diziler ile ilgili yazımı dün yayınladım. Özellikle "Kayıp Şehir" ve "Karadayı" dizilerinden detaylıca bahsettiğim bu yazımı okumak isterseniz aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz;
http://istanbella.com/eglence/televizyon-ve-diziler/yeni-sezon-diziler-icinde-en-dikkat-cekenler-kayip-sehir-ve-karadayi/

İstanbella.com sitesinde şu ana kadar 3 yazım yayınlandı, bütün yazılarıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz;
http://istanbella.com/yazar/chichi

En kısa zamanda bu blogumda da yeni bir yazı yayınlayacağıma söz vererek sizlere şimdilik hoşçakalın diyorum. Sevgilerimle, 



5 Ağustos 2012 Pazar

Yaz Dizileri ve Londra Olimpiyatları İzleniyor...

Çok uzun bir aradan sonra dizilerle ilgili yeni bir yazı yazma vakti geldi artık, özlemiş olmalısınız sanırım, değil mi ?:)) Yaz sezonunda başlayan dizilerden bahsedeyim biraz, ayrıca yeni sezon hazırlığında olan bazı dizilerden de satır başları ileteyim.
Yaz tatili sırasında televizyon izlemeye pek vakit olmuyor açıkçası, dolayısıyla ben de bu yaz dizileri içinde sadece 2 tanesini seyrediyorum; Kötü Yol ve Sudan Bıkmış Balıklar.
Kötü Yol (Kanal D): Orhan Kemal'in eserinden uyarlanan ve başrollerini Cansel Elçin, Şükran Ovalı, İlker Aksum ve Ezgi Mola'nın paylaştığı bu dönem dizisi sezonun iddialı yapımlarından biri. 1965 Adana'sında başlık parası için abisi tarafından bir ağaya satılan Nuran'ın, bel bağladığı ama aynı anda birkaç kadını birden idare eden sevgilisi Reşat'tan da ümidini keserek sonunda Yeşilçam'da film artisti olmak umuduyla İstanbul'a kaçıp Adana'lı rejisör Kenan'a sığınma hikayesini konu alıyor. Dizinin ilk 2 bölümü oldukça sürükleyici, o dönemi yansıtan mekan ve renkleriyle çekim kalitesi etkileyici, oyunculuklar ve şiveler de gerçekçi geldi bana. Her ne kadar Cansel Elçin'in Gönülçelen'deki bıyıksız hali ve karizmatik sesini daha iyi bulsam da burada canlandırdığı Kenan rolüne de kısa zamanda alışacağımızı düşünüyorum. Dizide zaman zaman Yeşilçam filmlerinden siyah beyaz kesitlerin aktarıldığı sahneleri ve müzikleri de beğendim. İzlemek isteyenler için bu dizi şimdilik Perşembe akşamları saat 21:00'de Kanal D'de yayınlanıyor.

Sudan Bıkmış Balıklar (Star TV): Burak Sağyaşar ve Ezgi Eyüboğlu'nun başrolde oynadığı, Kaş'da başlayan bir aşk hikayesinin anlatıldığı tam bir yaz dizisi. Kaş'a tatile gelen Selim'in orada yaşayan Zeynep'e aşık olması ve sonra Zeynep'in üniversiteyi kazanmasıyla beraber hikayenin İstanbul'a taşınmasını izliyoruz. Bence Kaş'ta çekilen ilk bölüm oldukça güzeldi, ama mekan İstanbul'a taşınınca sanki biraz büyü bozuldu. Böyle hissetmemde Kaş'taki tatilimizden daha birkaç hafta önce dönmüş olmamızın psikolojik etkisi de olabilir tabii :(( Hiç olmazsa dizide güzelim Kaş manzarasını, şahane denizi, limanı ve hergün dolaştığımız yerleri seyretmek çok keyifli oluyordu. Neyse diziye dönecek olursak senaryosu,akışı ve oyunculukları çok süper olmasa da sempatik ve sıkılmadan izlenebilecek bir gençlik dizisi. Özellikle dizi sırasında dinlediğimiz şarkılar gayet başarılı, ayrıca başrol oyuncularının sesleri de oldukça güzel (Dizide Cahit Berkay'ın da yer alması sanırım güzel müziklerin sebebini açıklıyor). Bu arada"Sudan Bıkmış Balıklar" ismi de dizide Selim'in şarkı söylediği müzik grubunun adı. Star TV'de şimdilik Salı akşamları saat 20:00'de yayınlanan dizi, sezonun açılmasıyla birlikte gün ve saat değiştirebilir.

İşler Güçler (Star TV): Bu diziyi ben hiç izlemedim ama seyreden bazı arkadaşlarım çok komik olduğunu söylüyorlar. Sezonun başlamasından sonra da devam eder mi emin değilim ama seyretmeyi düşünenler için dizi Perşembe akşamları saat 22:00'de Star TV'de.

Evlerden Biri (Star TV): Özgür Çevik, Ceyda Ateş, Barış Aytaç ve Şemsi İnkaya'nın oynadığı, Orhan Kemal'in eserinden uyarlanan ve Çarşamba akşamları saat 20:00'de Star TV'de yayınlanan bir dizi. Geçen yıl Kaş'da beraber dalış yaptığımız Özgür Çevik'in hatırına dizinin ilk bölümüne biraz göz attım ama beni pek sarmadı açıkçası. Yeni sezonda başlayacak birçok dizinin arasında ne kadar uzun soluklu olur bilemiyorum, bunu zaman gösterecek.

Yaz ekranında dizilerden başka bu aralar hepimizin gündeminde bir de Londra Olimpiyatları var. Görkemli açılış gecesinde çok yaratıcı ve estetik bir biçimde yakılan olimpiyat meşalesi dışında geçiş töreninde ülkemiz adına bayrağı büyük bir gurur, asalet ve zerafetle taşıyan ve Türk kadınını en güzel şekilde temsil eden milli voleybolcumuz Neslihan Darnel'i ve sporcularımızı izlerken tüyleri diken diken olmayan, göğsü kabarmayan yoktur herhalde! (Bu arada olimpiyatlara katılan 204 ülkenin sporcuları içinde bayrak taşıyan tek voleybolcu da Neslihan olmuş. Konuyla pek alakası yok ama ben de bu katılan ülkelerden 53 tanesini, yani ancak dörtte birini görmüşüm. Allahım daha gezecek ne çok ülke var!!) Bu yılki Olimpiyatlarda takım sporlarında ilk kez yer alan kadın basketbol ve voleybol takımlarımızın başarılarıyla gurur duyarken madalya umudumuz halter ve güreş gibi dallardaki başarısız sonuçlarla hayal kırıklığına uğradık ve nerde o Naim Süleymanoğlu'lu,Halil Mutlu'lu,Hamza Yerlikaya'lı kadrolarımız diye hayıflandık açıkçası.
Naim Süleymanoğlu'nun adını anmışken 1996 Atlanta Olimpiyatları geldi gözümün önüne. Bir süre yaşadığım Atlanta'da olimpiyat düzenlenince kardeşim Özi ile beraber oradaki arkadaşlarımız Eda,Selim,Tolga falan hep birlikte Naim Süleymanoğlu'nun altın madalya için mücadele ettiği müsabakayı izlemeye gitmiştik. Hepimizin yüzü kırmızı beyaz ay yıldıza boyalıydı, üzerimizde Türkiye tişörtleri ve şapkaları vardı. Hem Naim'in popülaritesinden hem de bizim ilgi çekici boyalı yüzlerimizden dolayı daha yarışma başlamadan her birimiz birçok Amerikan kanalına ve diğer ülkelerin televizyonlarına "cep herkülü Naim" ile ilgili röportaj vermiştik.
Naim'in en büyük rakibi Yunan'lıydı. Dolayısıyla bizim tribün yüzlerce Türk seyirciden, karşı tribün de Yunanlılardan oluşuyordu. Büyük bir çekişme ve heyecanın ardından sonunda Naim birinci oldu ve altın madalyayı kazandı. Madalya töreni sırasında bayrağımız yükselirken ve İstiklal marşımız çalarken yaşadığımız büyük mutluluk,gurur ve duygu seli gerçekten anlatılamaz.
Neyse biz o coşkuyla elimizde Türk bayrağı sokaklarda "Dağ başını duman almış" marşını söyleyerek dolaşırken yine birçok gazeteci ve fotoğrafçıya malzeme olduk. İşte o fotolardan biri de Business Week dergisinde yer aldı!! Naim'in yarışmasından sonra Türk Olimpiyat komitesinin, aday olduğumuz 2004 Olimpiyatlarının lobi faaliyetlerini yürütmek üzere kiraladığı Turkish House (Türk Evi) isimli mekanında madalya alan oyuncularımız şerefine verdiği davetine katıldık.
Burada altın madalyalı sporcularımız Naim Süleymanoğlu,Halil Mutlu ve Hamza Yerlikaya ile bir araya geldik, onlara sarılıp tebrik ettik, resimler çektirdik, sohbet ettik. Hatta Hamza Yerlikaya ile yaptığımız komik bir muhabbeti sizlere de aktarayım; Biz Hamza Yerlikaya'ya "Aferin koçum, seninle gurur duyduk,her zaman arkandayız" falan derken o zamanki Milli Olimpiyat Komitesi genel sekreteri Togay Bayatlı yanımıza geldi ve bize dedi ki; "bu işler böyle lafla olmaz, bu çocukları desteklemek istiyorsanız onlara yemekler yapıp yedirip içireceksiniz". Bu sözün üzerine Hamza Yerlikaya ne dese beğenirsiniz; "abi bunlarda hiç öyle yemek yapacak bir tip yok"!! Doğru söze ne denir, benim yıllar önce aldığım bir magnette de yazdığı gibi hayat felsefem belli: "A princess never cooks" (yani Türkçe meali; 'bir prenses asla yemek yapmaz')!
Neyse biz böyle güle eğlene sohbet ederken yanıma Amerikalı bir kadın geldi ve NBC spikeri olduğunu, benimle bir röportaj yapmak istediğini söyledi. O kadar insanın içinde niye beni seçtiğini pek anlamadım ve kadını atlatmaya çalıştıysam da çok ısrar edince sonunda olur dedim. Bunun üzerine yapılı zenci bir kameraman hemen kamerayı hazırladı ve spiker bana Türkiye&İstanbul ile ilgili bazı sorular sordu. Benim kameraya konuştuğumu gören iki arkadaşım daha yanımıza geldi ve onlar da birkaç cümle söylediler. Spiker kadın bu röportajın akşam haberlerinde yayınlanacağını, mutlaka izlememi söyledi. Ben pek ihtimal vermemekle birlikte yine de haberleri seyrederken bir de ne göreyim, gerçekten bizim röportaj televizyonda! Üstelik NBC, olimpiyatları yayınlayan tek resmi kanal olduğu için bütün ülke bu kanalı seyrediyor. Ama asıl komik olan haberin yayınlanma şekli; Haberde 2004 Olimpiyatlarına aday olan ülkelerden bazı kişilerle röportajlar yapılıyor. İtalya adına ünlü tenor Luciano Pavarotti, Rusya adına da Rus Olimpiyat Komitesi başkanı bir adam gayet efendi şekilde konuşurlarken, Türkiye adına ise yüzü gözü ay yıldıza boyanmış ben ve benim gibi birkaç tane daha holigan arkadaşım röportaj veriyor!! Eee, doğal olarak da Türkiye 2004 Olimpiyatlarını alamıyor. Yani yıllardır niye bize Olimpiyat vermiyorlar diye soruyoruz yaa, işte asıl nedeni budur:)) Şaka bir yana böyle bir olimpiyat deneyimi yaşamak hayatımın en unutulmaz anlarından biriydi diyebilirim ve umarım günün birinde tekrar olimpiyatlardan birine denk gelirim. 

Yazımın son bölümünde de size yeni sezonda başlayacak birkaç diziden kısaca söz edeyim, bu dizilerle ilgili detaylı bilgileri bir sonraki yazımda vereceğim;

Karadayı (ATV): İsmi kesin olmamakla birlikte şimdilik bu adla adılan, başrollerinde Kenan İmirzalıoğlu, Bergüzar Korel, Çetin Tekindor ve Rıza Kocaoğlu'nun olduğu, Ay Yapım'ın yılın en iddialı projelerinden biri olmaya aday dönem dizisi. Bu dizinin adı basında bir süre "Cevdet Bey ve Oğulları" olarak geçti ama ismi kesin olarak o olmayacak. Zira "Cevdet Bey ve Oğulları" dizisi başka bir proje ve gelecek sene hayata geçmesi bekleniyor. Kenan İmirzalıoğlu'nun bu dizideki partneri olarak önce Tuba Büyüküstün'ün adı geçmişti ama Tuba'nın ikizlerine bir süre daha zaman ayırmak istemesinden dolayı bu rolü kabul etmediği belirtildi. Hatta bunun yerine daha az vaktini alacağı için Muhteşem Yüzyıl dizisinde Şehzade Mustafa'nın karısı Rümeysa Haseki Sultan rolünü kabul etmeye daha yakın olduğu da gelen dedikodular arasında. Eğer bu rolde oynarsa bence Mehmet Günsür ile birbirlerine çok yakışırlar. Umarım Tuba bir an önce ekranlara döner, zira kendisini çok özletti.

Veda (Kanal D): Ayşe Kulin'in aynı adlı romanından uyarlanan, senaryosunu Sündüz Haşar'ın yazacağı, yönetmenliğini Merve Girgin'in, müziklerini Zülfi Livaneli'nin yapacağı, başrollerini Mehmet Aslantuğ ve Fahriye Evcen'in oynayacağı sezonun diğer iddialı dizilerinden biri.

Ağır Roman (Star TV): Daha önce Müjde Ar ve Okan Bayülgen’in oynadığı filmin dizi versiyonunda Caner Cindoruk, Onur Saylak, Özge Özpirinçci, Begüm Birgören, Sumru Yavrucuk, Tamer Tıraşoğlu, Nesrin Cevadzade, Murat Daltaban ve Erkan Bektaş gibi birçok ünlü oyuncu rol alacak.

Son Yaz Balkanlar 1912 (ATV): Senaryosunu Kürşat Başar'ın yazdığı, başrollerini Hazal Kaya, Seçkin Özdemir, Tuğçe Kazaz ve Furkan Palalı'nın paylaştığı, çekimlerine Makedonya'da başlanacak olan bu dizide Balkan'lardaki savaş ve mecburi göçün hikayesini izleyeceğiz. Dizinin tanıtım fragmanına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=hqVYUQFJIPU

Kayıp Şehir (Kanal D): Tomris Giritlioğlu'nun proje tasarımını, Cevdet Mercan'ın yönetmenliğini yaptığı bu dizide Uğur Polat, Gökçe Bahadır ve Ahmet Mekin rol alacak.

Şubat (TRT 1):  Dalış teknesinden tanıdığımız Alican Yücesoy ve Melisa Sözen'in başrollerde olacağı, "Güzel ve Çirkin" dizisine benzettiğim bu dizinin tanıtım fragmanı aşağıdaki linkte..
http://www.youtube.com/watch?v=vbjPwq_BJ5Q

Dila Hanım (Star TV): Türkan Şoray ve Kadir İnanır'ın oynadığı filmin dizi olarak Adana'da çekilecek olan yeni versiyonunda Hatice Şendil ve Erkan Petekkaya başrolleri paylaşacak.

Merhamet (Fox TV): Çağatay Tosun'un yöneteceği, Sedef Avcı ve Yiğit Özşener'in başrolde olacağı bu dizide modern bir Ferhat ile Şirin hikayesi işlenecek.

Krem (ATV): Duygu Yetiş, Kenan Ece ve Ebru Akel'in başrol oynayacağı dizinin fragmanı aşağıdaki linkten izlenebilir. http://www.youtube.com/watch?v=ZV3ieHe4qx0

Huzur Sokağı (ATV): Selin Demiratar, Kutsi, Güven Hokna, Sinem Öztürk, Yeşim Salkım, Hakan Eratik gibi oyuncuların yer alacağı dizinin fragmanını aşağıdaki linkten seyredebilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=VtENnAdEAyg

Alev Alev (ATV): Hande Soral, Berk Oktay ve İlker İnanoğlu'nun rol alacağı dizi.

Bu arada Acun Ilıcalı'nın yıllardır çalıştığı Show TV'den ayrılıp Star TV ile anlaşmasıyla birlikte haftanın 3 günü Star'da program yapacak olması yüzünden Star TV'deki bazı dizilerin yayın hayatına son verildi. Örn; geçen sene sezon finali yapıp bu yıl devam etmesi planlanan "Bir Çocuk Sevdim" dizisi ekranlara veda etti. Başrollerinde Bülent İnal ve Gülcan Arslan'ın oynadığı bu diziyi ben severek izliyordum, doğru düzgün bir final yapmadan bitirilmesine üzüldüm açıkçası:(( Ayrıca İffet dizisinin de şimdilik günü değiştirildi, Cumartesi akşamından Pazartesi akşamına alındı. Ama Star TV'deki bu dizi enflasyonu nedeniyle yeni sezonda akibeti ne olur, yayınlanan ya da yeni başlayacak olan bu kadar diziden hangileri yola devam eder bilemiyeceğim.

Bu yazımı artık burada noktalayayım, yeni sezonda görüşmek üzere...

9 Haziran 2012 Cumartesi

Madonna Konseri İstanbul'u Sallıyor...

6 aylık bir aradan sonra tekrar merhabalar dostlar. En son yazımı Ocak ayında yeni dizi sezonunun başında yazmıştım ve o yazıda "inşallah 2012 yılında daha sık yazmaya fırsatım olur" diye temenni etmiştim. Ama kader ağlarını öyle bir ördü ve iş hayatımda o kadar korkunç yoğun bir dönem geçirdim ki bu yazımı ancak dizi sezonu biterken yazabiliyorum:( Umarım bir daha yazılarıma bu kadar uzun süre ara vermek zorunda kalmam. Neyse sahnelere tekrar dönmek için Madonna konserini bekliyormuşum demek ki. Bu yazımda size biraz bu konserden bahsedeyim, bundan sonraki ilk yazımda da dizi dünyasından notlar aktarırım.
Aslında Madonna'ya çok bayıldığım söylenemez.Ergenliğimde falan dinlerdim ama son yıllarda çıkardığı şarkıları hiç bilmem.O nedenle aylar önce biletleri satışa çıktığında arkadaşlarım heyecan içinde bilet almaya çalışırlarken ben konuyla hiç ilgilenmedim ve "aman ne işim var Madonna'nın konserinde" dedim doğrusu! Konserden bir gün önce Tubiş beni arayıp elinde fazla bilet olduğunu söylediğinde "o akşam yapacak daha iyi bir işim yok, gideyim bari" oldum. Bu hayatta hiç bir zaman büyük konuşmayacaksın arkadaş; Madonna konserine gitmem dedim gittim, metroya binmem dedim bindim, Galatasaray'ın stadı Türk Telekom Arena'ya girmem dedim girdim!! Yani anlayacağınız söylediğim bütün lafları o akşam yedim. Aman iyiki de yemişim ve konsere gitmişim, kesinlikle her yaptığıma değdi, her anı ayrı bir deneyimdi. Stada önce taksiyle gitmeye niyetlendik ama trafik beklediğimizden erken tıkanınca yarı yoldan dönüp metro istasyonuna yöneldik. Dünyanın birçok ülkesinde metroya binmiş olmama rağmen her nedense İstanbul'da hiç metro kullanma alışkanlığım yok açıkçası. O güne kadar sadece 1 kez binmiştim, o da yaklaşık 4 yıl önceydi. Konser günü de 2. deneyimimi yaşadım. Metroya binen popülasyon her zaman böyle midir bilemem ama o gün entel-dantel vatandaşlardan, yüzü botokslu ve estetikli kokoşlara kadar bayağı farklı tipte bir insan topluluğu konsere gitmek üzere metroyu kullanıyordu!! Tabii ki aralarında ünlüler de vardı; mesela o kalabalıkta itiş kakış durumda metroya kendimizi atmaya çalışırken hoş arkadaş Kaan Urgancıoğlu ile omuz omuzaydık:)) Sonra stada geldik, ortalık panayır yeri gibiydi, içeriye girmek üzere sırada beklerken bir diğer yakışıklı Engin Altan Düzyatan yanımızdan geçti. Yüzümüzde bir tebessümle sonunda stada girip saha içinde yerimizi aldık.
Yalnız ayakta konser izlemeyeli bayağı zaman olmuş, bunun bizim bünyelere uygun olmadığını bir kez daha anladık. Madonna ablamın sahneye 45 dakika geç çıkmasıyla birlikte saat 19:30 gibi vardığımız stadda konsere kadar yaklaşık 3 saat, konser sırasında da 2 saat olmak üzere toplamda 5 saat falan ayaktaydık. Zavallı ayacıklarım sızlamaktan bir hal oldu, itiraf ediyorum aralarda birbirimizin sırtına masaj yaptığımız da oldu:) 5 saat boyunca ayakta durmaktan, dönüş yolunda metroda sıkış tepiş olmaktan, eve ancak gece 2'de varmaktan, yorgun düşüp uyuyakalmaktan şikayetçi olsam da böyle bir konseri izleyen şanslılardan olmaktan da bir o kadar keyif aldım. 
Madonna'nın sahne şovu ve performansı tek kelimeyle müthişti. Olağanüstü bir görsel şölen izledik doğrusu. Her şarkıda sahnenin dekoru, ekran görüntüsü ve kostümler değişiyordu, dansçılar da çok başarılıydı. Havada bando mızıka takımının uçmasından Madonna'nın sütyenini sıyırıp göğsünü açmasına kadar konserde ne ararsan vardı, sadece bütün gece beklediğim "La Isla Bonita" şarkısı yoktu, Madonna ablam bunu da söyleseydi iyiydi:) Konser sırasında çektiğim birkaç tane kısa videoyu sizlerle de paylaşayım, belki böylece ne demek istediğimi daha iyi anlatabilirim.



Bu şahane konserden çıkarken Cem Yılmaz ve hamile eşi Ahu Yağtu elele yanımızdan geçtiler. Konserde ayrıca Ünal Silver, Zafer Algöz, Büşra Pekin ve Murat Eken gibi bir çok ünlü sanatçıyı da gördük. Yani her anlamda gittiğimize değdi anlayacağınız:) 
Bundan sonraki yazımda dizi dünyasından haberlerle buluşuncaya kadar şimdilik hoşçakalın...

14 Ocak 2012 Cumartesi

Yeni Sezonda 'Yalan Dünya' Dizisi Başlıyor...

Yeni yılın bu ilk yazısına geçen sene olduğu gibi yine blogumla ilgili birkaç istatistik bilgisi vererek başlayayım. 2010 senesinde açtığım ve o yıl yaklaşık 2500 kişinin ziyaret ettiği blogumu 2011 yılında 14.800 civarında kişi okumuş (yani okuyucu sayısı 1 yılda 6 kat artmış, üstelik de geçen yıl 2-3 ay boyunca bloglar kapalı olmasına rağmen). Blogumun Türkiye dışında 40'dan fazla ülkeden de ziyaretçileri var. ABD ve Avrupa'da yaşayan gurbetçiler dışında özellikle Türk dizilerinin yoğun şekilde izlendiği Balkan ülkeleri, Kafkaslar-Rusya ve Ortadoğu-Arap coğrafyasından da çok sayıda takipçimin olması bayağı heyecan verici doğrusu. Mesela aşağıda linklerini bulacağınız, Hırvatistan ve Bulgaristan'daki birkaç dizi sitesine blogumun konu olması sayesinde Balkan'lardan birçok okuyucum var artık. Umuyorum hepiniz yazılarımdan keyif alıyorsunuzdur ve inşallah bu yıl daha sık yazı yazmaya fırsatım olur.
http://www.forum.hr/showthread.php?t=606900&page=23
http://www.bg-mamma.com/index.php?topic=624471.525

2012 yılıyla birlikte başlayan yeni sezonda ekranda yine çok sayıda dizi yayınlanmaya başlıyor. Sayısı neredeyse 20'yi bulan bu yeni dizilerin bazılarından kısaca söz edeyim;

Yalan Dünya (Kanal D)- Gülse Birsel'in uzun zamandır merakla beklediğimiz dizisinde Beyazıt Öztürk,Altan Erkekli,Füsun Demirel,Olgun Şimşek,Hasibe Eren,Sarp Apak,Öner Erkan,Nihal Yalçın,Bartu Küçükçağlayan,Tuna Orhan,Ömür Arpacı,Gupse Özay,Gönül Ülkü gibi zengin bir oyuncu kadrosu mevcut. 13 Ocak'tan itibaren her Cuma saat 20.00'de ekrana gelmeye başlayan dizide Avrupa Yakası'na konu olan Nişantaşı piyasasından sonra bu kez de Cihangir'deki hayatlardan ve dizi dünyasından kesitleri izliyoruz. Antakya’dan Cihangir’e taşınan geleneklerine bağlı Kocabaş ailesinin fertleri ile dizi oyuncusu olmak üzere İzmir'den İstanbul'a gelen Deniz ve onun çevresinin yollarının kesişmesiyle başlayan komik hikayeleri büyük bir zevkle ve çok eğlenerek seyrediyoruz. Dizinin ilk bölümü çok başarılıydı, uzun zamandır bir diziye bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum doğrusu. Gülse Birsel yine harika bir işe imza atmış; hem yazdığı senaryo ve yarattığı tiplemelerle onların komik replikleri çok iyiydi hem de kendi oyunculuğu pek şekerdi. Bu kadının gözlem yeteneğine ve ince espri kabiliyetine bayılıyorum (kitapları da aynı şekilde çok eğlenceli, tavsiye ederim). Dizide Olgun Şimşek canlandırdığı 2 ayrı karakter ve girdiği birçok rolde oldukça başarılı. Ayrıca Orçun,Açılay,Nurhayat gibi abartılı tiplemeler de yakında fenomen olacak kadar dikkat çekici. Kısacası 'Yalan Dünya' Avrupa Yakası'nın tahtına şimdiden aday.

Bir Çocuk Sevdim (Star TV)- Kanal D'den Star TV'ye transfer olan dizi 13 Ocak'tan itibaren yine Cuma akşamları saat 20:00'de yayınlanmaya devam ediyor. Başrollerini Bülent İnal, Gülcan Arslan, Hakan Kurtaş ve Çetin Tekindor'un paylaştığı bu dizinin 'Yalan Dünya' ile aynı gün ve saatte yayınlanıyor olması şanssızlık oldu, zira her iki diziyi de izlemek istiyorum. Mecburen kaydedip ikisini de seyredeceğim. Eylül döneminde başlayan diziler içinde son zamanlarda en severek izlediğim birkaç diziden biri olan ve her geçen hafta heyecanı artan bu dizide özellikle oyunculuklar çok başarılı. Çetin Tekindor'dan bahsetmeye gerek bile yok sanırım, Bülent İnal da canlandırdığı Timur karakteriyle bayağı hayran toplamış durumda, özellikle aşık Timur'u ve onun aşkı için katlandıklarını izlemek kadın seyirciyi bir hayli memnun ediyor. Hatta sanal alemde dizinin adını 'Bir Timur Sevdim' diye değiştirenler bile var:) Bir parantez de dizinin Mine'si Gülcan Arslan için açmak isterim; yeni dönem bayan oyuncuları içinde en gelecek vaad edenlerden biri de Gülcan bence, zira hem çok hoş hem de oldukça yetenekli. Her ne kadar dizide ben Timur'un tarafını tutsam da Mine'nin ilk aşkı Sinan'ı canlandıran Hakan Kurtaş'ın da popülaritesi günden güne artıyor. Hakan Kurtaş dizideki rolü dışında bugünlerde DOT tiyatrosunun yeni oyunu “Beautiful Burnout/Süpernova”da bir boksör rolünü oynuyor. Ben de bu hafta oyuna giderek kendisinin canlı performansını izleyeceğim.

Son (ATV)- Engin Altan Düzyatan,Nehir Erdoğan,Berrak Tüzünataç,Yiğit Özşener,Erkan Can ve Uğur Polat'ın oynadığı dizi 9 Ocak Pazartesi akşamı saat 20:00'de başladı. Dizide mutlu bir evliliği varken bir uçak kazasıyla hayatı altüst olan; uçakta olduğu için öldü sandığı kocasının aslında o uçağa hiç binmediği ve evliliğinin de koca bir yalandan ibaret olduğu gerçeğiyle yüzleşen Aylin’in öyküsü anlatılıyor. Sadece bu sezon yayınlanacak olan ve 25 bölüm sonra sona erecek şekilde tasarlanan dizinin ivmesini ve heyecan dozunu oldukça iyi buldum şahsen. Gerek içinde birçok sır barındıran farklı kurgusu gerekse çekimleri ile dizinin ilk bölümünü beğendim. 'Son' dizisinin Pazartesi akşamları yayınlanmaya başlamasıyla birlikte ATV'nin 'Al Yazmalım' dizisi de Pazar akşamları saat 20:00'ye alındı.

MUCK (Show TV)- Azra Akın,Haluk Piyes,Bedük, Murat Serezli ve Hale Caneroğlu ile birlikte konservatuar öğrencilerinin de rol aldığı bu gençlik dizisi 5 Ocak Perşembe akşamı saat 20:00'de ilk bölümüyle seyircilerle buluştu. Dizinin ne konusu ne de oyunculuk performansları pek kayda değer olmasa da farklı bir tarzı var; yetenekli gençlerden hareketli danslar, görsel şovlar ve hoş seslerden dinlediğimiz güzel şarkılar eşliğinde müzikal tadında izlenen bir gençlik dizisi. Azra Akın'ın oyunculuğu şimdilik pek tatmin edici değil ama sesi ve yorumu oldukça başarılı. Geçen yılki dans yarışmasında sergilediği harika performanstan sonra dizinin ilk bölümünde gayet güzel seslendirdiği şarkıyı dinlemek isteyenler aşağıdaki linke tıklayabilirler..
http://www.youtube.com/watch?v=ONKpY2G4m-s

Koyu Kırmızı (Star)- Özgü Namal ve Ozan Güven'in başrol oynadığı bu dizinin ilk bölümü 9 Ocak Pazartesi akşamı saat 20:00'de yayınlandı. Hayatını böbrek hastası olan kız kardeşini yaşatmaya adamış dar gelirli bir öğretmen Cemil ile zengin bir ailenin evlenmek üzere olan inatçı kızı Ümit’in bir kazayla başlayan öykülerini konu alan dizi aynı gün ve saatte ATV'de başlayan 'Son' dizisiyle çakıştığı için sanırım benim ilk tercihim olmayacak.     

Suskunlar(Show TV)- Başrolünde Murat Yıldırım'ın oynamasının kesinleştiği, diğer roller için Sedef Avcı, Sarp Akkaya, Aslı Enver gibi oyuncuların adının geçtiği, ünlü 'Sleepers' filminden uyarlanan bu dizinin Şubat ayında ekrana gelmesi bekleniyor. 4 çocukluk arkadaşının intikam öyküsünü anlatacak olan dizi gerek konusu gerekse Murat Yıldırım faktörü nedeniyle izlenmeyi hak edecek gibi duruyor. 'Suskunlar' dizisinin ilk fragmanı aşağıdaki linkte...
http://www.youtube.com/watch?v=AEsO1m_YNTc

Ayrılık Olmasaydı (Kanal D)- Nurgül Yeşilçay, Şahin Irmak, Settar Tanrıöğen ve Nur Sürer'in başrolleri paylaştığı ve çekimleri Diyarbakır'da devam eden bu dizi yıllarca kocasının yolunu gözleyen Sultan isimli bir kadının hikayesini anlatacak ve yakında Kanal D'de başlayacak.

Kalbim 4 Mevsim (Star TV)- Ayça Varlıer, Bülent Emin Yarar ve Merve Oflaz'ın oynadığı bu dizi Perşembe akşamları saat 20:00'de yayınlanıyor. Bir babanın 2 kızıyla olan hikayesini anlatan dizi aynı saatte yayınlanan 'Fatmagül'ün Suçu Ne' ile çakıştığı için ben izlemiyorum.

Uçurum (ATV)- Mehmet Ali Nuroğlu, İtalyan oyuncular Lavinia Longhi ve Denise Capezze ile Selçuk Yöntem'in rol aldığı ve senaryosunu Ezel'in senaristi Kerem Deren'in yazdığı bu dizide uçurumun kenarına gelmiş insanların yaşamlarından kesitler ekrana gelecek.

Eve Düşen Yıldırım (Show TV)- Gizem Karaca, Murat Han, Mehmet Mincinözlü'nün başrolleri paylaştığı dizi iki kardeşin aynı kıza aşık olmasıyla üzerlerine çöken kara bulutları ve gelişen olayları konu alıyor.

Ustura Kemal (Show TV)- İstanbul’lu bir kabadayının hikayelerini anlatacak olan ve başrolü Oktay Kaynarca'nın oynayacağı bu dizi Ocak ayında seyirci ile buluşacak.

Burası Osmanlı/1711 Sır Kanunu (TRT)- Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devri dönemini anlatan ve ilk çekimleri beğenilmeyip yeniden çekilmeye başlanan dizide Türkan Şoray, Öykü Çelik, Aslı Tandoğan, Fırat Tanış, Tolga Karel, Hazım Körmükçü gibi oyuncular rol alıyor ve Şubat ayında ekrana gelmesi planlanıyor.

Budala- Hande Soral, Burak Sağyaşar, İbrahim Kendirci ve Damla Sönmez'in oynayacağı bu dizinin çekimleri Ocak ayında başlayacak ve Mart ayında ekranlarda olacak.

Bu kadar çok dizi başlarken tabii ki birçok dizi de final yapıyor;
Demet Akbağ'ın Haluk Bilginer ile birlikte rol aldığı 'İstanbul'un Altınları', Şebnem Bozoklu ve İlker Aksum'un oynadıkları 'Bizim Yenge', Özkan Uğur, Mert Fırat ve Ezgi Mola'nın başrolde olduğu 'Bir Ömür Yetmez', Ahu Türkpençe ve Başak Köklükaya’nın rol aldığı 'Tek Başımıza' dizileri ekranlara veda etti. Fulya Zenginer, Tuba Ünsal, Keremcem ve Cemal Toktaş'ın oynadığı ATV'de yayınlanan 'Tövbeler Tövbesi' dizisinin de 2 hafta sonra 37.bölümde sona ermesi bekleniyor.

Bunca dizi arasında bir de sevdiğim bir yarışma programından bahsedeyim. Show TV'de Pazar akşamları saat 20:00'de yayınlanan 'O Ses Türkiye' yarışmasını beğenerek izliyorum. Hem yarışmacı gençler ve sesleri oldukça başarılı hem de jüri üyeleri ve aralarındaki atışmalar çok şeker. Özellikle Murat Boz ve Hadise pek sempatik, Hülya Avşar hala güzel, Mustafa Sandal da en doğru yorumları yapan kişi. Önümüzdeki haftalarda neler olur bilemem ama şu andaki performansları göz önüne alarak yarışmacılar arasında Hülya Avşar'ın takımındaki Fatma ve Hadise'nin takımındaki Bihter'in benim açımdan bir adım öne çıktığını söyleyebilirim.

Bu yıl adından en çok söz edilen dizi oyuncusu kesinlikle Kıvanç Tatlıtuğ, ardından da Beren Saat geliyor. Medya Takip Merkezi tarafından yapılan araştırmaya göre 2011 yılında hakkında en çok haber yapılan oyuncu 3138 haberle Kıvanç oldu (İkinciliği 2593 haberle Beren Saat aldı). Birleşmiş Milletler'e bağlı çocuklara yardım fonu Unicef tarafından 'Türkiye İyi Niyet Elçisi' ilan edilen Kıvanç Tatlıtuğ Unicef'in bugüne kadarki en genç iyi niyet elçisi olarak da tarihe geçti (kendisi bu yaz Angelina Jolie gibi Unicef'in birçok iyi niyet elçisi ile birlikte Somali'ye gidip oradaki çocuklara yardım kampanyasına katılacak). Dünyanın en popüler erkek sitesi Askmen'in Türkiye okuyucularının oylarıyla 2011'in en çekici erkeği seçildi (2.Kenan İmirzalıoğlu,3.Burak Özçivit oldu). İpsos KMG Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği araştırmada yılın en beğenilen erkek dizi oyuncusu oldu (Beren Saat de en beğenilen kadın dizi oyuncusu seçildi). Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından verilen 'Yılın Yıldızları' ödüllerinde de en beğenilen erkek dizi oyuncusu yine Kıvanç oldu (Beren de en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı). Kıvanç 'Kuzey ve Güney' dizisinde sergilediği oyunculuk performansı ve şarkı söylemedeki yeteneği ile de göz dolduruyor. Ama maalesef dizinin bayan oyuncularının hepsini toplasan bir Kıvanç kadar etmiyor, ayrıca senaryodaki bazı tutarsızlıklar nedeniyle dizide birşeyler eksik kalıyor ve Kıvanç'ın bu şahane performansına biraz yazık oluyor. Dizinin önümüzdeki bölümlerde daha iyi olması umuduyla Kıvanç'ın hatırına 'Kuzey ve Güney' sonuna kadar izleniyor.

Hamileliğinin son dönemini yaşayan ve doğum için gün sayan Tuba Büyüküstün uzun süredir pek ortalarda gözükmüyor. Buna karşın hem Gönülçelen hem de Asi dizileriyle yurtdışında gündemden hiç düşmüyor. Birçok Arap dergisine kapak oluyor, röportajları yayınlanıyor, ayrıca yeni reklam filmleri gösteriliyor. İkiz bebekleri için hem Türkiye'den hem de yurtdışından kendisine hediyeler yağıyor, o da bütün bu hediyeleri bir kamyona yükletip Van'daki çocuklara gönderiyor. İşte bu yüzden o kadar seviliyor. Tuba'yı özleyenler aşağıdaki linkleri tıklayıp Arap televizyonlarında yayınlanan son reklam filmlerini izleyebilirler..
http://www.youtube.com/watch?v=I4xnubDLuJ4
http://www.youtube.com/watch?v=kkcbDkmrR1Y&feature=related

Çekimleri 3 sene süren, 17 milyon dolara mal olarak Türk sinema tarihinin en yüksek bütçeyle çekilen filmi olan 'Fetih 1453' 17 Şubat'ta vizyona giriyor. Fatih Sultan Mehmet'i Devrim Evin, Ulubatlı Hasan'ı İbrahim Çelikkol'un canlandırdığı, savaş sahnelerindeki çekim kalitesi ve görsel efektleriyle dikkat çeken filmin fragmanı internette bir günde 1 milyon 670 bin kişi tarafından izlenerek rekor kırmış, henüz seyretmediyseniz fragman aşağıdaki linkte..
http://www.youtube.com/watch?v=5HoR9_VdAXc

Ricky Martin erkek arkadaşı Carlos Gonzales ile 28 Ocak'ta New York'ta evleniyormuş. Tövbe yarabbim yaa, bir yakışıklıyı daha karşı cinse kaptırdık, hatta sevgilisinin de hiç fena olmadığı düşünülecek olursa piyasadaki yakışıklı erkeklerin nesli hızla tükeniyor ne yazık ki. Allah sonumuzu hayretsin vallahi :((

Bir yazının daha sonuna geldik. En kısa zamanda yeni bir yazıyla buluşmak üzere, sevgilerimle...